Sapir-Whorf Hipotezi
- Damla Buse Sığırcı
- 22 Şub
- 1 dakikada okunur
Sapir-Whorf hipotezi, dilbilimde yerel dillerin insan düşüncesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu gösteren bir teoridir. Sapir-Whorf hipotezi veya Dilsel Görelilik ilkesi, Sapir ve özellikle Kuzey Amerika yerli dillerini inceleyen öğrencisi Whorf’un bu fikirleri sistemleştirdiği ve formüle ettiği hipotezdir. Whorf aynı zamanda bir kimyagerdi ve teorisini formüle ederken kimya bilgisini de kullandı.
Sapir-Whorf hipotezinde zayıf ve güçlü olmak üzere iki seviye vardır. Dil, düşüncelerimizi zayıf düzeyde etkilerken, güçlü düzeyde belirler. Sapir’e göre kişinin dilinde belirli bir zihniyet oluşmuştur ve bu kişi başka bir kişinin dilini asla tam olarak anlayamaz. Öte yandan Whorf’a göre, bir kişinin dünya görüşü de konuşma şeklini etkiler.
Bu hipotez, dilsel görelilik teorisine dayanmaktadır; yani, farklı dillerdeki yakın kavramlar arasındaki anlam farklılıkları yalnızca bu diller için geçerlidir. Whorf teorisine dilsel görelilik adını verdi çünkü onu Einstein’ın görelilik kuramına benzer olarak görüyordu.
Tez 1950’lerde kabul gördü ve Whorf’un makaleleri ile birlikte yayınlandı. Sonrasında Bernstein-Hipotezleri olarak yeniden adlandırıldı. Daha sonra, bu hipotez bilimsel olarak zayıf görüldü, ek olarak Noam Chomsky’nin evrensel dil bilgisi teorisi ve gramer aygıtı teorisinden dolayı gözden düştü. Bunun sonucunda yapılan son çalışmalar hipotezin önceki halini destekleyici nitelikler taşıyordu. Sonuç olarak bu tez günümüzde defalarca denenmesine rağmen hala kesin bir sonuca ulaşamamış ve ispatlanamamıştır.
Yorumlar